Dağların sarp yamaçlarına yerleşmiş, muhteşem manzaralardan birine sahip olan bir köy, her gün yerel halkın sıkı bir mücadele vermesine tanıklık ediyor. Doğayla iç içe olan bu yerleşim, adeta bir cennet gibi görünse de, ulaşmanın zor olduğu gerçekleriyle de yüzleşiyor. Köy, dik bir uçurumun kenarında inşa edilmiş evleriyle dikkat çekiyor. Ancak bu evlere ulaşmak isteyenler için 107 basamaktan oluşan uzun ve dar bir merdiven, adeta bir engel gibi duruyor. Her sabah, köylüler bu merdiveni aşarak günlük hayatlarına başlamak ve ihtiyaçlarını karşılamak için zorlu bir yolculuğa çıkıyorlar.
Köyde yaşayanlar, bu zorluğun bilincinde olarak hem bireysel hem de toplumsal dayanışma içinde yaşıyorlar. Düzenli olarak, köylülerin kendi aralarında organize ettiği yardımlaşma etkinlikleri düzenleniyor. Yaşlılar ve çocuklar için bu merdivenden inip çıkmak oldukça zorlayıcı olduğundan, komşular birbirlerine destek oluyor. Özellikle yaşlılar, daha genç bireylerin yardım elini uzatmasını bekliyor. Bu dayanışma, köydeki sosyal bağların ne kadar güçlü olduğunu da gösteriyor.
Köylüler, merdivenin dikliğinden dolayı iniş ve çıkışlarda dikkatli olmaları gerektiğinin bilincindeler. Özellikle yağmurlu günlerde, merdivenin kaygan zemininden dolayı kazalar yaşanabiliyor. Bu nedenle köylüler, özellikle çocukları bu zorlu yolculukta koruma altına almak için sürekli olarak dikkatli olmaları gerektiğinin farkındalar. Her bireyin, topluluğun bir parçası olarak bu merdiveni aşmaları gerektiği düşüncesi, dayanışmanın bir parçası olarak köyde sıkça tekrarlanan bir motivasyon kaynağı.
107 basamaklı merdivenin sadece ulaşım açısından değil, aynı zamanda köyün kültürel bir simgesi olarak da önemi büyüktür. Zamanla, bu merdiven, köy halkının azim ve sabrının bir sembolü haline geldi. Her basamak, köylülerin hayatta kalma ve doğayla mücadele etme azimlerini temsil ediyor. Zaman zaman bu merdivende gençlerin düzenlediği etkinlikler de düzenleniyor, merdivenin etrafında küçük şenlikler yapılıyor. İnsanlar, zorlu şartları unutarak bu etkinliklerde eğleniyorlar.
Merdivenin yapısı zamanla doğal koşullar nedeniyle aşınmaya uğramış. Köylüler, kendi imkanlarıyla sık sık bakım yaparak bu merdivenin güvenliğini sağlama çabasında bulunuyorlar. Merdivenin gerçek anlamda bir yaşam alanı olduğuna inanan köylüler, sadece ulaştıkları ev, iş ve sosyal faaliyetler için değil; aynı zamanda birbirleriyle daha da yakınlaşmak için de bu merdiveni önemsiyorlar. Bu, köyde yaşamayı daha anlamlı kılan unsurlardan biri.
Sonuç olarak, uçurumun kenarına inşa edilmiş evlerinde yaşayan köylülerin yüzlerindeki gülümseme, zorlukların üstesinden gelmek için gösterdikleri azmi ve dayanışmayı gösterebilir. 107 basamaklı merdiven, onları sadece evlerine değil, aynı zamanda umutlarına ve hayata bağlılıklarına götürüyor. Zorlayıcı yolculuklarına rağmen, bu geleneksel yapının ve doğal güzelliklerinin tadını çıkararak sıkı bağlarını ve kültürel değerlerini korumaya devam ediyorlar.
Yerel halkın bu zorlu yolculuğuna tanık olmak, insanın hayatın zorlukları karşısında ne denli güçlü ve dirayetli olabileceğini gösteriyor. Yaşamlarını aydınlatan bu basamaklar, sadece fiziksel bir yolculuk değil; aynı zamanda ruhsal bir güçlenme ve toplumsal dayanışmanın da bir simgesi olarak varlıklarını sürdürüyor. Uçurumun kenarındaki bu köy, belki de hepimizin bu tür zorluklarla mücadele edebilme azmine ihtiyacımız olduğunu hatırlatıyor.