Son yıllarda sıcak savaşların ve gerilimlerin tavan yaptığı Orta Doğu'da, yaşanan son çatışma, uluslararası arenada geniş yankı uyandırdı. Yemen merkezli Husiler, 26 Ekim 2023 tarihinde İsrail'in uluslararası havalimanı olarak bilinen Ben Gurion Havalimanı'na bir füze saldırısı gerçekleştirerek dünya gündemini sarsmayı başardı. Bu saldırı, bölgedeki gerilimlerin daha da tırmanmasına neden olurken, uluslararası güvenlik uzmanları ve analistler tarafından dikkatle inceleniyor.
Husiler, son yıllarda Yemen iç savaşının en önemli aktörlerinden biri haline geldi. İran’ın desteklediği Husilerin, Afganistan, Irak ve Suriye'deki diğer militan gruplarla işbirliği içinde, gelişmiş roket teknolojilerini kullanarak geniş bir saldırı yelpazesi oluşturduğu biliniyor. Bu füze saldırısının arkasında, Husilerin sadece Yemen'deki düşmanları değil, aynı zamanda bölgede kendilerini tehdit olarak gören ülkelere de bir mesaj vermek amacıyla gerçekleştirdiklerine dair ciddi şüpheler var. Uzmanlar, bu tür saldırıların, Ortadoğu'daki güç dinamiklerini değiştirebilecek potansiyele sahip olduğunu vurguluyor.
Daha önce de Husilerin, Suudi Arabistan'a ve diğer bölgesel düşmanlarına yönelik saldırı düzenlediği biliniyor. Bu tür saldırılar, Hizbullah ve diğer İran destekli gruplarla birlikte, İsrail'in güvenlik sınırlarını zayıflatmayı hedefliyor. Husiler'in son saldırısı, aynı zamanda kendi askeri yeteneklerini göstermeyi ve uluslararası topluluk nezdinde kendilerine dikkat çekmeyi amaçlıyor. “Bu tür eylemler, yalnızca askeri bir müdahale değil, aynı zamanda psikolojik bir savaştır” diyen uzmanlar, Husilerin bu tür saldırılarını, Orta Doğu'daki güç mücadelelerinin yeni bir aşamasının simgesi olarak değerlendiriyor.
Ben Gurion Havalimanı'na yönelik bu saldırının ardından, İsrail hükümeti derhal acil durum toplantısı yaptı. Yetkililer, saldırıyı ‘korkak ve alçakça bir eylem’ olarak nitelendirerek, Husilere karşı sert bir yanıt vermeye hazır olduklarını açıkladılar. Uzmanlar, İsrail'in bu durumda hava savunma sistemlerini devreye sokarak, bu tür saldırılara karşı ne kadar etkili olabileceğini tartışmaya açtı. Iron Dome (Demir Kubbe) gibi gelişmiş hava savunma sistemlerinin kullanılması, saldırının zararlı etkilerini azaltmada önemli bir rol oynuyor. Ancak Husiler’in uzun menzilli füze kapasitelerinin artması, bu kadar gelişmiş sistemleri bile tehdit eder hale gelmesi, bölgedeki güvenlik endişelerini artırıyor.
Uluslararası tepki ise oldukça karmaşık bir tabloyu ortaya koydu. Birçok ülke, Husilerin gerçekleştirdiği bu saldırıyı kınayarak, diplomatik yollarla gerilimi azaltma çağrısında bulundu. Ancak bazı analistler, Husilerin bu tür eylemlerinin, uluslararası kamuoyunun dikkatini üstünde yoğunlaştırabileceği ve bu sayede daha fazla destek alma çabasında oldukları yönündeki algıyı güçlendiriyor. Ayrıca, İran'ın bu durumu nasıl yöneteceği de dünya çapında merakla bekleniyor. İran'ın Husilere olan desteği, bölgedeki tüm aktörlerin dinamiklerini etkileyebilecek önemli bir unsur olarak dikkat çekiyor.
Bu saldırı, sadece askeri bir çatışma olmanın ötesine geçiyor; aynı zamanda Orta Doğu'daki güç dengelerinin nasıl değişebileceğine dair ciddi bir tartışmanın fitilini ateşliyor. Analistler, İsrail'in aldığı güvenlik önlemlerinin yanı sıra, uluslararası güvenlik işbirliğinin de bu tür saldırılara karşı hayati önem taşıyabileceğini belirtiyor. Özellikle, ABD'nin İsrail ile olan ilişkileri, bu tür gerilimlerde nasıl bir etki yaratacağı merak ediliyor.
Hususilerin, Ben Gurion Havalimanı'na yönelik gerçekleştirdiği bu füze saldırısı, pek çok yönden değerlendirilmesi gereken bir olay olarak öne çıkıyor. Saldırının etkileri, sadece askeri değil, aynı zamanda siyasi ve ekonomik alanlarda da hissedilecektir. Orta Doğu'daki diğer ülkelerin de bu olaydan nasıl etkileneceği ve tepkilerinin ne olacağı, bölgedeki geleceği belirleyecek önemli unsurlardan biri olacaktır.
Sonuç olarak, Husiler'in gerçekleştirdiği bu füze saldırısı, Orta Doğu'daki çatışmaların sona ermediğini ve gerilimlerin giderek tırmandığını açıkça ortaya koyuyor. Bu durum, hem bölgedeki ülkeler hem de uluslararası aktörler için yeni bir tehdit ve fırsat kapısı açarken, dikkatle izlenmesi gereken bir süreci başlatmış durumda.